Türk halk edebiyatını başlangıcından 16.yy. geldiğimizde
bir isyanın, başkaldırının ve karşı duruşun var olduğunu görürüz. Bu karşı
duruşun öncüsü de Pirsultan Abdal'dır. Halkı için ölümüne mücadele eden, zalim
Osmanlının feodal yapısına başkaldıran bir yiğit ozan. Kendi mutluğunu değil
halkının mutluluğunu düşünen, Osmanlının baskısından halkını kurtarmak için
öncülük eden yiğit halkın ozanı. Bu mücadelenin sonunda dara gideceğini
bilerek. Ama bu yüz yılda, kendini saraya kapılanmış ozanlarda vardı. Saraydan
nemalanan, ama bu günlerde onların isimlerini bilen yok. Fakat Pirsultan
öylemi? 16.yy. bu güne anılarak, bayraklaşarak geldi. Daha yy. boyu da
anılacak, gerçek halkın ozanına öncülük edecek. 16.yy. ve sonrasında günümüze
ışık tutan, kavgamıza yol gösteren iki ozan daha vardır Köroğlu ve Dadaloğlu,
bu ozanlarımızda kendi menfaatlerinden vaz geçip, halkın mutluluğu ve refahı
için Osmanlı ile her daim mücadele içinde olmuşlardır. Bazı ozanlarda sarayı
karşısına almayıp, yönetenler ile arasını hoş tutup gününü gün etmişlerdir. Bu
iki noktayı ayırmadığımız sürece konumuza vakıf olamayız. Yukarıdaki soruya cevap
verirken ozanlarımızın mücadeleci yanlarını görmezden gelip, Dadaloğlu ile
iktidar yanlısı ozanları aynı kefeye koyarsak yanlış yaparız. 20.yy. birçok
adından söz ettiren ozan oldu. Bunlardan en öne çıkanı Âşık Veysel idi. Fakat
bu büyük ozanımız pek devlet ile arasını açmayı düşünmedi. Bizim eleştirimizde
bu noktada sanatsal yanına hiçbir diyeceğimiz yoktur. Fakat o sanatsal gücünü
daha çok halktan yana kullanmasını beklerdik. 1960-1970'li yıllara gelindiğinde
emperyalizme ve onun kapı uşağı faşizme karşı yoğun bir mücadele vardı. Bu
mücadele sınıf mücadelesi idi. Çoğu halk ozanı bu mücadelede yerini aldı.
Bunların başında da Âşık İhsani geliyordu. İhsani ömrünü halkının özgürlüğü
için bu mücadeleye adamıştı. Mahsuni sınıfsal olmasa da halkı için zindanlardan
payını alan ozanlarımızdandı. Çünkü her zaman iktidarların karşısında idi. Bu
ozanlarımızın karşısında Osmanlıda olduğu gibi kendini devlete kapılayan
ozanlarda vardı. İhsaniler, Şahturnalar, Zamanileri, Emekçiler, Mehmet Koç
halkı için sürgünlerde yaşamıştır. Her iki noktayı iyi ayırmak gerek. Buradan
hareketle, günümüzün şu sıkıntılı ve faşist baskılarının yükseldiği dönemde,
yine halkını uyarmak onun ozanına düşer. Yani kendine halkın ozanıyım
diyenlerde, bu faşizan baskıların, gerici eylem ve söylemlerin karşısında
sosyalist söylemleri ve dizeleri ile seslerini yükseltmelidirler. Tarihe sessiz
kalmadıklarını not düşmelidirler. Onun için diyoruz ki, Biz İlerici, Devrimci
Ozanlarız! Sazımız, sözümüz, işçi sınıfımız, ezilen halklarımız için devrimci bir
eylemdir. Halklarımıza sevgimiz, sınıf düşmanına (burjuvaziye) kinimiz
derindir! Yolumuz işçi sınıfının, ezilen halklarımızın devrimci savaş yoludur.
Felsefemiz diyalektik materyalizmdir. Doğayı seviyoruz, insanın insanı
sömürmesine karşı koyan insanları çok seviyoruz. Feodalizme karşı sözünü
esirgemeyen Pir Sultan Abdal'ın, Köroğlu'nun, Dadaloğlu'nun ve
kapitalizme-emperyalizme karşı savaş açan Âşık İhsani'nin, Nazım Hikmet'in
devrimci yürekleri yüreğimizdir. İlerici, devrimci ozanlarımızı aramıza görmeyi
istiyoruz! Gelin dostlar, hoş gelin, sefalar getirin! Gül ile bülbül ile
çiçekle, böcekle zaman kaybedecek zaman değildir. Duyarlı ozanlarımızı halk
şiiri kalıpları içinde yazılmış, halkın mutlu yaşamı sosyalist düzeni anlatan
şiirleri ile aramızda yer almalarını bekliyoruz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Dağ Çiçeği - Arka Kapak Yazısı
ARKA KAPAK YAZISI Sen dağ çiçeğisin Bozkırın ortasında Boy verip uzamışsın, özgürce Işığını aldığın güneşin altında, Sele s...

-
ÂŞIK İHSANİ YOLUNDAKİ KUL SEFİLİ Bazen sarı gazel düşer toprağa, hazan değer gönüllere, gam çekmemek ne mümkün, bazen de Nevbahar da...
-
ARKA KAPAK YAZISI Sen dağ çiçeğisin Bozkırın ortasında Boy verip uzamışsın, özgürce Işığını aldığın güneşin altında, Sele s...
-
HANİ..! Ant içmiştik seninle, güneşli dünyayı kurmaya Çocukların özgürce oynayabildiği bir dünyayı Yapı yapar gibi inşa edecektik e...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder